gSuite: A Flexible and Framework Independent Benchmark Suite for Graph Neural Network Inference on GPUs

As the interest to Graph Neural Networks (GNNs) is growing, the importance of benchmarking and performance characterization studies of GNNs is increasing. So far, we have seen many studies that investigate and present the performance and computational efficiency of GNNs. However, the work done so far has been carried out using a few high-level GNN frameworks. Although these frameworks provide ease of use, they contain too many dependencies to other existing libraries. The layers of implementation details and the dependencies complicate the performance analysis of GNN models that are built on top of these frameworks, especially while using architectural simulators. Furthermore, different approaches on GNN computation are generally overlooked in prior characterization studies, and merely one of the common computational models is evaluated. Based on these shortcomings and needs that we observed, we developed a benchmark suite that is framework independent, supporting versatile computational models, easily configurable and can be used with architectural simulators without additional effort. Our benchmark suite, which we call gSuite, makes use of only hardware vendor's libraries and therefore it is independent of any other frameworks. gSuite enables performing detailed performance characterization studies on GNN Inference using both contemporary GPU profilers and architectural GPU simulators. To illustrate the benefits of our new benchmark suite, we perform a detailed characterization study with a set of well-known GNN models with various datasets; running gSuite both on a real GPU card and a timing-detailed GPU simulator. We also implicate the effect of computational models on performance. We use several evaluation metrics to rigorously measure the performance of GNN computation.Comment: IEEE International Symposium on Workload Characterization (IISWC) 202

Special education teachers’ knowledge about genetic disorders

Bu çalışmanın amacı özel eğitim öğretmenlerinin genetik hastalıklar konusunda bilgi düzeylerinin belirlenmesidir. Total olarak 83 özel eğitimde çalışan öğretmen çalışmaya dahil edilmiştir. Hücre bölünmesi katılımcılar arasında en fazla bilinen bilgi olarak tespit edilmiştir (33.7%). Bununla birlikte katılımcıların çoğu genetik danışmanlık (80.7%), prenatal genetik tanı (79.5%), polygenic kalıtım (72.3%), mitokondriyal kalıtım (71.1%), otozomal dominant and resesif genler (65.1% and 63,9% respectively) konusunda bilgilerinin olmadığını belirtmişlerdir. Katılımcıların büyük çoğunluğu Down sendromu (69.9%) Rh faktörü (31.3%), diabet (27.7%), kas distrofisi (24.1%) ve albinizm (24.1%) konularında bilgiye sahip olduklarını belirtmişlerdir. Sonuçlarımız katılımcıların büyük bir çoğunluğunun yeterli genetik bilgiye sahip olmadıklarını göstermiştir.The purpose of this work is to determine the knowledge level of the special education teachers about genetic disorders. A total of 83 teachers’ from working on special education centers were used. Knowledge of cell division was the highest among participants (33.7%). However, majority of the participants specified that they had no information about genetic counselling (80.7%), prenatal genetic diagnosis (79.5%), polygenic inheritance (72.3%), mitochondrial inheritance (71.1%), autosomal dominant and recessive genes (65.1% and 63,9% respectively). The majority of the participants were mostly aware of Down syndrome (69.9%) followed by Rh factor (31.3%), diabetes (27.7%), muscular dystrophy (24.1%) and albinism (24.1%). Our results showed that the majority of respondents were lack of adequately enough genetic knowledge

Çok protokollü etiket anahtarlama (MPLS) teknolojisi ve performans analizi

ÖZETÇok Protokollü Etiket Anahtarlama (MPLS) Teknolojisi ve Performans AnaliziGünümüz Internet kullanım alışkanlıkları gün geçtikçe değişmekte ve kullanıcılar arası hız ihtiyacı bu alışkanlıklar doğrultusunda artmaktadır. Gecikme ve kayba tahammülü olmayan trafik gün geçtikçe arttığı gibi bu trafiği taşıyabilmek için yeni donanımlar ve teknolojiler geliştirilmektedir. MPLS de servis sağlayıcılar tarafından kullanılan ve donanımsal mimarinin yetersiz olduğu zamanlarda keşfedilmiş bir teknolojidir. Etiketleme teknolojisi, bu servis sağlayıcıların omurgalarında kullanılan yönlendiricilere gelen paketlerin yönlendirme karar aşamasında yapılan işlemleri kısaltan bir teknolojidir. Hızla artan donanımsal mimari teknolojileri ve üreticilerin kendi anahtarlama yöntemlerini geliştirmeleri, MPLS’in etiketleme özelliğinin getirmiş olduğu trafiği hızlandırma yeteneğini geride bırakmış ve kendi zamanının avantajını yitirmesine sebep olmuştur. Bunun yanında etiketleme ile sağlanan diğer servisler hala geçerliliğini ve avantajını koruduğundan MPLS protokolü servis sağlayıcılar ve büyük ağlara sahip şirketler tarafından kullanılması gereken bir teknolojidir.Bu tez çalışmasının amacı, MPLS protokolünün performansını test etmek için MPLS kullanılan ve kullanılmayan ağlarda trafik testleri yapmak ve test sonucunda çıkan değerleri karşılaştırarak etiketleme özelliğinin yönlendiricilere bir katkısının olup olmadığını sorgulamaktır. ABSTRACTMultiprotocol Label Switching (MPLS) Technology and Performance AnalysisToday's usage trend of the Internet is changing day-by-day and the demand for higher speeds between the end users is increasing towards this trend. The traffic that is more sensitive to delay and latency is growing and the new technologies and equipments are being developed to handle these problems. MPLS is a technology that is being used by the service providers or the companies with big topologies and it's been developed when the hardware architecture of the routers were not so advanced. Tagging technology is a process reducing the time of the decision operation for the packets reaching the service providers' routers.The rapid development of the hardware architecture technologies and the generation of the switching methods developed by the vendors have been outpaced the advantages of the tagging technology. However, other services like Virtual Private Network and Traffic Engineering that is provided by the MPLS technology are still conserve the effectiveness of MPLS and makes it necessary for the service providers.The aim of this thesis is to questioning the contribution of tagging technology by measuring the performance of traffic on the topologies with MPLS and non-MPLS

Kur'ân'ın Kur'ân ile Tefsiri Bağlamında ''Kur'ân'ı Kerîm Meal ve Tefsiri'' Adlı Eserin Değerlendirilmesi

İslam âlimleri, Kur’ân’ın kendisine has uslübu gereği bünyesinde mücmel, mutlak, müphem, âmm ve müşkil ifadeler barındırdığını, muhatabın ilk bakışta anlamakta zorluk çekeceği bu ifadelerin yine Kur’ân tarafından açıklandığını belirtmişlerdir. Yani Kur’ân, içerisindeki mücmel ifadeleri beyân, mutlak ifadeleri takyîd, müphem ifadeleri tafsîl, genel ifadeleri tahsis, müşkil ifadeleri tavzîh eder. Kur’ân-ı Kerîm’in kendi kendini tefsir eden bir yapıda olduğuna dair ulema arasında ittifak söz konusu olsa da bu tefsirin bir rivâyet tefsiri kaynağı olarak mı yoksa dirâyet tefsiri kategorsisinde mi değerlendirilmesi gerektiği hususunda ortak bir görüş bulunmamaktadır. Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsirinin bir tür rivâyet tefsiri olduğunu ileri süren âlimler, nas olarak isimlendirilen ilk kategorideki pasajların âyetler olduğunu, bu sebeple bir âyetin diğer bir âyeti doğrudan tefsir etmesinin sahip olabileceğimiz en sahih rivâyet kaynağı olarak görülmesi gerektiğini düşünürler. Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsirinin bir tür dirâyet tefsiri olduğunu ileri süren âlimler ise klasik tefsirlerde böylesi bir taksimin bulunmadığını, hangi âyetin hangi âyeti tefsir ettiğinin Kur’ân’da verili olmadığını, bu tür bir tefsir tarzında başarının müfessirin dirâyetine bağlı olduğunu, esasen meselenin bu kadar çok öne çıkmasının yakın dönemdeki usûl eserlerinin konuyu çok fazla ele almasından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Bu yöntemi bir dirâyet tefsiri olarak gören mezkûr ilim adamlarına göre Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsirinin en sakıncalı yönü, müfessirin âyetler arasındaki bağlantıyı kendisinin kurmuş olması, ancak bu öznel tercihini -âyetten zıt anlamlar çıkarılması durumunda bile- âyete refere etmek suretiyle mutlak bir tefsir olarak görme ihtimalidir. Talat Koçyiğit tarafından hazırlanan Kur’ân’ı Kerîm Meal ve Tefsiri adlı eseri, bahse konu sakıncaları içerisinde barındırmayan başarılı bir tefsir örneği olarak değerlendirmekteyiz

Pazopanib in metastatic soft tissue sarcoma (STS): Results of a multi-institutional observational study

..

Palynology and age of the Early Oligocene units in Çardak–Tokça Basin, Southwest Anatolia: Paleoecological implications

In this study, the lignite bearing sediments of Cardak-Tokca basin exposed in southwest Anatolia, were palynologically examined. A well preserved and diverse palynomorph assemblage indicating an Early Oligocene age was recovered from the Hayrettin and Tokca formations. The palynomorph assemblage is dominated by Pinus, Sparganiaceae, Juglandaceae and diverse tricolpate and tricolporate pollen. In addition a few species of marine dinoflagellate cysts were encountered as well. The Early Oligocene age is based primarily on the presence of stratigraphic markers such as: Boehlensipollis hohli, Slowakipollis hippophaeoides. Aglaoreidia cyclops, Dicolpopollis kockeli, Compositoipollenites rhizophorus ssp. burghasungensis, Mediocolpopollis compactus ssp. ellenhausensis, Pentapollenites pentangulus. Subtriporopollenites simplex and Intratriporopollenites instructus. Palynological data indicate a humid subtropical climatic conditions during the deposition of the Cardak-Tokca sediments. Ecological analysis of the palynomorph assemblage identifies several paleo-associations of montana, lowland and slope, swamp and water-edge and freshwater aquatic elements. In this study, Cardak-Tokca, Cankiri-Corum, Thrace and southwest Anatolian molasse basins (Kale-Tavas and Denizli) were correlated in accordance with their palynostratigraphic content and the results show that the deposition took place during the Early Oligocene in the Cardak-Tokca basin. This basin is older than Thrace basin and southwest Anatolian molasse basins (Kale-Tavas and Denizli molasse) which were deposited during the Late Oligocene-Early Miocene. (c) 2005 Elsevier SAS. All rights reserved